Karım Karene kalkan Sikler..! (1)
Karım Karene kalkan Sikler..! (1)
Üç gün sonra akşamüstü eve döndüğümde, karım daha arabadan inmeme bile izin vermeden yanıma geldi
ve onu Levent Çarşısına götürmemi istedi. Biraz taze meyve almak istiyordu. Manavın tam karşısında arabayı parkedebileceğim bir yer vardı şans eseri. Karen inip manava giderken ben de arabada kalıp hayran hayran onu seyrettim. Kelimenin tam anlamıyla harikaydı. Pazar günü boğaza gittiğimizde giydiğine benzer bir giysi vardı üstünde. Tek fark bu seferkinin uçuk mor renkte olmasıydı. İncecik penye kumaşın hafifçe aralarına girdiği kalçaları kımıl kımıl oynuyordu. Bir anda sikim kalkmıştı yine. Ayaklarına geçirdiği alabildiğine yüksek topuklu ve arkaları açık terlik benzeri ayakkabılar bacaklarını büsbütün uzatmıştı. Sırf bacak gibi görünüyordu. Sonra gözüm manav dükkanına takıldı birden. Halinden dükkanın sahibi olduğunu düşünmeme neden olan bir adam karıma bakıyordu. Otuz yaşının biraz üstünde olmalıydı. İnce ve esmerdi. Birkaç gündür tıraş olmuyormuş gibi görünüyordu. Kısacık kesilmiş kıvırcık saçları vardı. Gözlerini karıma öyle bir dikmişti ki, birden karımın ‘Gözleriyle Sikmek’ derken ne anlatmak istediğini kavradım. Haklıydı. Herif düpedüz gözleriyle sikiyordu karımı. Adam karımla ilgilenme işini de tezgahtarlara bırakmadı. Bizzat ilgileniyordu bu nefis müşteriyle.
Aralarında konuşuyorlardı, karım Türkçe bilmediğine göre herif galiba biraz İngilizce biliyordu. Gözleri ise sürekli hareket halindeydi. Karımın başdöndürücü vücudunu didik didik ediyordu, adamın kapkara gözlerinden ateş çıkıyordu sanki. Herif adeta içine düşmüştü karımın. Karım adama bir şeyler söylüyor adam tezgahtara talimat veriyor ve o da istenen meyveleri poşetlere doldurup tartıyordu. Ama onun da gözleri mümkün olduğunca sürekli karımın üstündeydi. Karımın her şeyin farkında olduğu açıkça belliydi. Bundan hoşlandığı da..! Sonra karımın müthiş bir şey yaptığını gördüm. Çileklere bakmak için öne eğildi biraz. Patron da, tezgahtar da arkasında kalmışlardı. İkisinin de gözleri hemen önlerindeki o inanılmaz güzel kalçalara kilitlenmişti. Birden gözlerim patronun pantolonunun önünde meydana gelen kabarıklığa takıldı. Tanrım, Siki kalkıp kocaman olmuştu. Bir süre daha onlara işkence etmeyi sürdürdü. Sonunda karım önde, elleri poşetlerle dolu çalkalayarak, hemen arkasinda o güzelim kalçalara gözleri dikili tezgahtar, peşinde arabaya geldiler. Sikim öyle bir haldeydi ki arabadan inemezdim. Oturduğum yerden bagajı açan kolu çektim. Sonra karım yanıma geldi ve tekrar eve yollandık.
“Gördün değil mi sevgilim?” diye sordu karım. “Gördün değil mi, nasıl Gözleriyle Siktiler beni. Uffff, hemde ne biçim siktiler beni gözleriyle. Sikleri ne biçim kalktı. Benim durumum da pek farklı sayılmaz hani. Ohhh, ne güzel. Onlar gözleriyle siktiler beni, şimdi de sen altına alıp gerçekten sikersin. İnlete inlete.” dedi. Birden gaza bastım. Eve biran önce ulaşmak istiyordum. Çünkü karım haklıydı. O an için tek istediğim şey karımı sikmekti. Söylediğı gibi inlete inlete, hatta bağırta bağırta sikmek!
Cuma akşamına kadar başka bir şey olmadı. O akşam eve geldiğimde mutfakta yeni meyveler olduğu dikkatimi çekti. Karenin yine Manava gitmiş olduğunun kanıtıydı bu. “Bakıyorum yine manava gitmişsin bugün. Geçen seferki kadar eğlenceli miydi bari?” diye sordum. “İlla Manava gitmem gerekmiyor ki. Her sokağa çıkışım eğlenceli oluyor zaten sevgilim. Bu arada Manavın ötekilerden bir adım ilerde olduğunu da kabul etmem gerekli tabii.” dedi. “Nasıl yani?” diye sordum. “Yani Manav ötekilerden biraz daha atak gibi.” dedi. “Yoksa birşey mi yaptı sana?” diye sordum. “Bir şey yapmak istediği çok kesin, ama yapamadı sevgilim. Yine de ümidini de kesmiyor bu arada.” dedi. “Şunu yuvarlamadan anlatsan…” dedim. “Yani beni sikmek için deliriyor. Bunun için bir fırsat yaratmaya uğraşıyor. Beni tavlayabilmek için de durmadan konuşup duruyor.” dedi. “Durmadan konuşuyor da, neler söylüyor sana?” dedim. “Bir yığın iltifat işte. Çok güzel olduğumu söylüyor. Benim gibi güzel bir kadının bu kadar poşeti taşımaması gerektiğini söylüyor filan. Mesela bugün önce bacaklarımın çok güzel olduğunu söyledi, sonra da meyveye ihtiyacım olduğunda oraya kadar gitmeme gerek olmadığını, eğer bir telefon edersem her şeyin en iyisini elleriyle seçip eve kadar bizzat getireceğini söyledi.” dedi. “Oooo… Bayağı hızlı gidiyor bakıyorum.” dedim. “Fena mı? Benim hoşuma gidiyor. Üstelik benimle yanyana geldiği anda Siki kalkıyor. Ben ayrılana kadar da inmiyor. Buna bayılıyorum doğrusu. Ama asıl bayıldığım o bakışları. Her yerimi sikiyor gözleriyle biliyor musun. Ağzımı, memelerimi, kalçalarımı, bacaklarımı, amımı, götümü… Her yerimi. Ohhhh, her yerimi sikiyor bakışlarıyla.” dedi.
Sikim aniden kalkıverdi yine, karım da bunu ilk anda farketti tabii. Yine koltuğundan kalkıp yere dizlerimin arasına oturdu. Elini uzatıp şortumun üstünde taş gibi olmuş Sikimi okşamaya başladı. Yüzü şehvetle gerilmişti birden. “Yine kalktı Sikin bak!” dedi bana ve ekledi, “En hoşuma giden de bu işte. Birilerinin beni sikmek istemesinin, bana bakıp sikini kaldırmasının, beni gözleriyle sikmesinin, senin de sikini kaldırmasına bayılıyorum. Ohhhh, evet. En güzeli bu işte!” dedi. Söyleyecek bir şey bulamadım. Gerçekten de tıpkı karımın söylediği gibi oluyordu. Müthiş heyecanlanıyordum. Şimdi de öyleydi işte. Sikim neredeyse patlayacak gibiydi. Karen’nin becerikli parmakları da aklımın başımdan iyice gitmesine neden oluyordu. “Hadi gel yatağımıza gidelim.” dedi karım birden, “Yatağımıza gidip sikişelim nolur. Canım sikilmek istiyor sevgilim. Yalnızca gözle değil gerçekten sikilmek istiyor. Ohhhh, çok istiyorum.” dedi.
Neredeyse koşarak üst kata, yatak odamıza çıktık. Kendimizi geniş yatağın üstüne attık. Karım bir eliyle sikimi okşuyor ve gözlerimin içine bakıyordu. Yüzündeki ifade öylesine müthişti ki tek başına o bile bir erkeğin sikinin kazık gibi kesilmesine neden olabilirdi. Karımla çılgın gibi öpüşmeye başladık. Sonra dilimi yakalayıp ağzının içine çekti ve emmeye başladı. Gözlerini kapamış sanki Sik emer gibi emiyordu dilimi. Parmakları da sikimin çevresine sımsıkı dolanmış yukarı aşağı hareket ediyordu. İnanılmaz derecede heyecanlanmıştım yine. Karımın o güzel kafasının içinden geçenleri o kadar merak ediyordum ki. Kimbilir neler düşünüyordu. Dilimi bırakıp başını kaldırdığında yeniden gözgöze geldik. “Ohhh, Sikin çok güzel olmuş sevgilim!” dedi, sonra da “Hoşuna gidiyor değil mi? Başkalarının beni sikmek istemesi, senin de hoşuna gidiyor değil mi sevgilim? Ohhhh, hadi söyle bana. Söyle, hoşuna gittiğini. Ohhhhh…” dedi. “Evet!” diye itiraf ettim mırıldanarak, “Bunun nasıl olabildiğine aklım ermiyor ama haklısın. Hoşuma gidiyor. Hem de çok hoşuma gidiyor karıcığım.” dedim…
Karım birden hareketlenip ters olarak üstüme çıktı. Kalçaları yüzümün hizasında havadaydı. Belini iyice çukurlaştırdığı için bir resim kadar güzel götünün sikmeye doyamadığım o küçük ve pembe deliğini görebiliyordum. Karımı ilk ben sikmiştim götünden. Ve karım bundan o kadar büyük bir zevk almıştı ki, sürekli götten sikmemi istiyordu. Ömrümde gördüğüm en duyarlı göt deliğiydi karımınki. Tıpkı bir am gibi duyarlıydı. Doğrusu görüntüsü bile başımı döndürüyordu. İki elimle kalçalarını avuçlayıp mıncıklamaya başladım. Karım da sikimi sıvazlamayı sürdürüyordu. “Güzel miyim?” diye sordu birden, “Söyle bana sevgilim amım güzel mi?” dedi. “Hem de çok!” dedim. “Ohhhhhh! Peki ya götüm?” dedi. “Doğruyu söylemek gerekirse hangisinin daha güzel olduğuna karar veremiyorum.” dedim. “Ohhhhhh. İkisine de sokarsın o zaman sevgilim. Amımı da götümü de sikersin o zaman. Ohhhhh, ikisini de sikersin. Biliyor musun ne düşünüyorum sevgilim?” dedi karım, “Acaba Manav şuan senin gördüklerini görebilseydi ne yapardı? Her halde kimse durduramazdı onu. Yani onu engellemek mümkün olmazdı. Ohhhh, beni sikerdi, öyle mi sevgilim? Kocaman olmuş sikini içime sokardı, öyle mi? Ohhhhh, sikerdi beni değil mi? Ohhhhh, sikerdi beni…” dedi.
Devam edecek
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Yorum gönder